Paşinyan açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Elbette şunu da belirtmem gerekir ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beni, seçimlerde elde ettiği zaferden sonra düzenlenen yemin törenine davet etmesi de bir anlamda kayda değer bir olaydı ve ben de Ankara’ya gitmeye karar verdim. Bu, sadece önemli bir etkinlik ve önemli bir mesaj olmanın ötesinde Türkiye’nin siyasi çevrelerinin temsilcileriyle etkileşim kurma fırsatı da sundu. Bu da ikili ilişkiler açısından çok önemli bir gelişmeydi. Yaklaşık 5-7 dakikadır ilişkilerimizde mevcut olanları sıralıyorum. Bu, en azından listeleyebileceğimiz bir şeylerin olduğunu gösteriyor. Eğer bana 7 yıl önce sormuş olsaydınız, büyük ihtimalle sıralayacak pek bir şeyim olmazdı”“TARİHİN ALGILANIŞI ASLINDA SİYASİ BİR ALGIDIR”Paşinyan son dönemdeki tarih konusundaki söylemleriyle verdiği mesajı ise şu şekilde açıkladı:”Hem Ermenistan’da konuşurken hem de diasporadaki yurttaşlarımızla konuşurken, tarih ile bugünü birbirinden ayırmamız gerektiğini vurguluyorum. Tarihi ve bugünü aynı şekilde algılayamayız, çünkü bugün bugündür, tarih ise tarihtir. Gelecek ile tarih arasında hiçbir sınırın olmaması mümkün değildir. Çünkü benim anlayışıma göre gelecek, tarihin birebir bir yansıması olmamalıdır. Gelecek, tarihte düzeltmek veya daha iyi hale getirmek istediğimiz sayfaları iyileştirme fırsatıdır. Ancak bu da yine bir siyasi tercih meselesidir. Bu nüansı doğru anlamamız gerektiğini düşünüyorum. Tarihte mutlak bir gerçek yoktur. Tarihin her türlü algılanışı aslında siyasi bir algıdır. Bu genel olarak böyledir. Ancak siyasi tercihlerine bağlı olarak tarih hakkında mutlak gerçeklere sahip olduklarını kabul eden siyasi güçler vardır. Tarih hakkında kendi mutlak gerçeklerine sahip olan topluluklar, devletler vardır. Ve bu da inkâr edilemez bir gerçektir” “DIŞ POLİTİKA ÖNCELİKLERİMİZ ARASINDA YER ALMIYOR” Paşinyan ayrıca, “Resmi tutumumuz, Ermeni Soykırımı’nın uluslararası alanda tanınmasının bugün dış politika önceliklerimiz arasında yer almadığıdır. Bu, resmi bir ifadedir. Ancak bu bağlamda açıklığa kavuşturulması çok önemli ve gerekli olan bazı sorular bulunmakta. Ben bu sorular hakkında sürekli olarak hem Ermenistan’da hem de yurtdışında yurttaşlarımızla yaptığım görüşmelerde, genellikle çalışma düzeyinde konuşuyorum ve bunun hakkında kamuya açık bir şekilde konuşmak için de iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, bu tartışmalar ve manipülasyonlar Ermenistan’da ve yalnızca Ermenistan’da değil, farklı çevrelerde de yapılıyor”