CHP’de, ertelenen 38. Olağan Kurultay için 6 Haziran’da başlayan kongre takvimi 15 Ekim’de il kongreleriyle tamamlanacak. Kurultay’ın, Ekim sonu veya Kasım ayı ortasında yapılması beklenirken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Mart 2024’te yapılacak yerel seçim sürecinde partisinin başında olmak istediği için genel başkanlığa aday olmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Genel başkanlık dahil, partide “topyekün değişim” mesajları veren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun genel başkan adaylığı konusundaki tutumunu kongre sürecinde oluşacak yeni delege tablosuna göre netleştireceği belirtiliyor.

6 Haziran itibarıyla başlayan kongre süreçlerinde ortaya çıkacak delege tablosuna göre, Kılıçdaroğlu’nun kararını yeniden gözden geçirmek zorunda kalabileceğine işaret edilirken, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından “mücadeleye devam” diyerek, oy üstünlüğü sağladığı büyükşehirlerde farkın daha da açılmasını ve henüz CHP’de olmayan bazı büyükşehirlerin kazanılması hedefini koyan Kılıçdaroğlu’nun, kulislere yansıyan bilgilere göre örgütleri kendisine bağlaması, delege yapısının oluşumunda “sürpize yer vermek istememesi” olarak yorumlanıyor.

Güçlü değişim talebine vurgu yapıp, “kurul veya heyet değişiminin yeterli olmayacağı”nı söyleyen İmamoğlu’nun çıkışı, Kılıçdaroğlu yönetimine karşı “bayrak açma” olarak görülürken, İmamoğlu’nun yönetimle köprüleri tamamen atması halinde ise Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Büyükşehir adaylığı için Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül’ü düşünebileceği konuşuluyor. Kılıçdaroğlu’nun, İmamoğlu’na karşı CHP’ye katılma kararı alan Sarıgül kozunu kullanabileceği yorumları yapılıyor.

Seçimlerin ardından CHP’de “Demokrasi ve Adalet Hareketi” adı altında örgütlenen bazı eski il başkanlarının olağanüstü tüzük kurultayı için imza toplamak için harekete geçtiği kamuoyuna yansımıştı.

Kılıçdaroğlu’nun yeni MYK’sıyla yaptığı ilk toplantıda, kurultay takviminin açıklanmasının yanı sıra, “tüzük değişikliği” için komisyon oluşturulması kararı da alındı.

MYK’da alınan tüzük değişikliği kararının, parti içi muhalefetin, “tüzük kurultayı” için imza toplama girişimine karşı bir hamle olduğu yorumu yapılıyor.