Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Millet İttifakı’nın 14 Mayıs seçimlerinin ardından gerçekleştirdiği zirve sonrası sosyal medya hesabından bir video paylaştı. Davutoğlu, “Önümüzdeki seçim gerçekten bir seçim mi yoksa bir yol ayrımında yapılan bir referandum mu? Bu 10-11 günde hepimiz bir kere daha düşünmekte sorumluyuz. Erdoğan-Kılıçdaroğlu tercihinin çok ötesinde bir meseleyle karşı karşıyayız” dedi.
14 Mayıs 2023 seçimleri sonrası 6 lider ilk kez bugün bir araya geldi. CHP Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantı 3 saat sürdü. Toplantının ardından henüz resmi bir açıklama gelmezken; ilk paylaşım Gelecek Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ahmet Davutoğlu’ndan geldi.
“BİR EVET-HAYIR OYLAMASIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Gelecek nesillere borcumuz bu. Seçim neticesi bize bu şansı verdi. Neden referandum biliyor musunuz? Gelecek hafta ile vereceğiniz oylarla sadece bir Cumhurbaşkanı seçmiş olmayacaksınız. Bir ittifak ve partiler grubunu seçmiş olmayacaksınız. Bu oylama ile aslında bir referanduma mahiyetinde bazı şeylere evet, bazı şeylere hayır diyeceksiniz. En temel sonuç şu; son 5 yıl içinde Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’nde yaşadıklarınızı ve bu yaşadıklarınız üzerine oluşan statükoya evet mi diyeceksiniz yoksa bu statükodan rahatsız olup yeni bir başlangıç için bu referandumda oyunuzu yeni bir başlangıç için mi kullanacaksınız? Yani bir evet hayır oylaması ile karşı karşıyayız. İkili yol ayrımındayız dedim. Mesela, bu referandumda bir kişinin yargıyı, yürütmeyi, yasamayı kontrol edip gece yarısı çıkardığı keyfi kararnamelerle ülkeyi yönetmesini onaylıyor musunuz yoksa yargı, yasama ve yürütmenin kendi dengeleri içinde bir kontrol mekanizması oluşturduğu ortak aklın devreye girdiği yeni bir başlangıç mı istiyorsunuz?
“FAİZ, İMAR, UYUŞTURUCU BARONLARININ HER GÜN…”
Mesela yine bir kişinin istediği anda yasak getirmeyi, yasakları yaygınlaştırmayı gücüne sahip olmasını mı istiyorsunuz yoksa insan hak ve özgürlüklerinde yeni bir başlangıç mı? Yine mesela ülkede ihale ve imar yolsuzlukları üzerinden büyük rant elde etmiş olan ve yeraltı dünyası ile irtibatlı faiz, imar, uyuşturucu baronlarının her gün at oynatmasını onaylıyor musunuz? Yoksa bütün bu baronlara karşı siyasi ahlak temelli yeni bir düzen mi istiyorsunuz? Mesela, her gün toplumun bir kesimine ‘giderseniz gidin’ başka bir kesime ağır argo ifadelerle hakaret eden bir siyasi kültürün devam etmesini mi istiyorsunuz yoksa siyasi nezaketin, karşılıklı saygının egemen olduğu bir siyasi kültürün inşa edilmesini mi istiyorsunuz? Mesela şekilde dini değerlerimize saygı uyguladığını söyleyen ama özde bu değerlere zarar veren bir yönetim biçiminin, bir zihniyetin hakim olmasını mı istiyorsunuz, yoksa riyakar bir dindarlığa karşılık samimi bir dindarlığı öne çıkaran yeni bir toplumsal kültür mü istiyorsunuz? Mesela zenginin her gün daha zengin fakirin her gün daha fakir olduğu, tefecilerin, faizcilerin, rant üstüne rant kazandığı bir düzenin devamını mı istiyorsunuz yoksa gelir adaleti ile ekonomik kaynakların eşit bir şekilde dağıtıldığı yeni bir başlangıç mı istiyorsunuz? Mesela devlet kurumlarının her gün çürüdüğü zayıfladığı ve devletimizin zaaf gösterdiği bir çöküş mü istiyorsunuz yoksa devlet kurumlarının her birinin yeniden ayağa kalktığı yeni bir başlangıç mı?
“EĞER VAR OLAN İKTİDARI ONAYLARSANIZ…”
Bugünlerde çok sık sorulan bir soru ile devam edeyim, mesela bir gün kırmızı bültenle aranan bir PKK’lı teröristi ekranlara çıkaran, ertesi günde terörle mücadele ettiğini söyleyen riyakar bir siyaset mi istiyorsunuz yoksa demokratik hukuk kuralları içinde insan, hak ve özgürlüklerinden saygılı ve gerçek anlamda terörle mücadele eden demokratik bir anlayış mı istiyorsunuz? Bunlar hep önümüzdeki yol ayrımları… Gençler için daha da çarpıcı bir soru. Doğrudan ya da dolaylı torpil sisteminin işlediği, akraba kayırmacılığın yürüdüğü bir mülakat sistemini mi istiyorsunuz yoksa bütün vatan evlatlarının eşit şartlarda yarıştığı bir liyakat sistemini mi? Değerli vatandaşlarım. İşte yol ayrımı burada. Mesele; Erdoğan, Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı, Cumhur İttifakı tercihlerinin çok ötesinde bir meseleyle karşı karşıyayız. Bu bir seçim değil, net ve açık söylüyorum. Bu bir referandumdur. Eğer var olan iktidarı onaylarsanız, bütün bu yanlışların, hastalıkların devam etmesini kabul ediyorsun demektir. Eğer yeni bir şans, yeni bir başlangıç imkanı sunmak istiyorsanız işte o zaman statükoya karşı değişimi savunacaksınız. Statüko mu değişim mi? Çürüme mi yeni bir başlangıç mı?
“BU SEÇİMİN ESAS ETKİLEDİKLERİ GELECEK NESİLLER OLACAK”
Ya bismillah diyerek yeni bir başlangıca, yeni bir hale bürüneceğiz ya da Allah muhafaza al bayrağımızı, vatanımızı, devletimizi, milletin birliğini tehdit eden kurumsal çürümeyi güç yozlaştırmasıyla pekiştiren otoriter yolsuzluk düzeninin çöküşüyle karşı karşıya kalacağız. Seçim sizin ve hepimizin. Ama bu seçimin esas etkiledikleri ise gelecek nesiller olacak. Bir kez daha düşünün. Gelecek nesillerimiz, çocuklarımız, torunlarımız için yeni bir başlangıç şansı verecek şekilde referandumda statükoya karşı değişimin, yozlaşmaya karşı siyasi ahlakın, yasaklara karşı özgürlüğün, mülakata karşı liyakatın, devlet kurumlarının çürümesine karşı devlet kurumlarının ayağa kalkması, riyakar terörle mücadeleye karşı gerçek terörle mücadele ve bütün milli-manevi değerlerin, insan hak ve özgürlüklerinin korunması yönünde oy kullanacağınıza eminim.”