Sokağa Çağırmak Çözüm Değil

Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesiyle başlayan dalga, ardından tutuklanmasıyla devam etti. Her akşam, Türkiye’nin belirli noktalarında insanlar toplanarak tepki gösteriyor. İlk gece, Ekrem İmamoğlu’nun X hesabında anlık olarak 3 milyon izleyici vardı ve Saraçhane önünde yine milyonlarca insan toplandı. Ancak bu sayı ikinci gün azaldı, üçüncü gün daha da azaldı ve azalmaya devam edecek.
Dikkat ederseniz, hafta sonu yapılan ön seçimde 15 milyon insanın Ekrem İmamoğlu için sandığa koştuğu anlatıldı. Oysa sandığa koşan insanlar, yalnızca İmamoğlu için değil, hak, hukuk ve adalet için sandığa gitti. Halk, adalet istiyor ve bunun için umutlandı, birlik beraberlik içinde hareket etti. Bu bir yükseliş ivmesi. Ancak bunu her gün meydanlardan yönetmeye çalışmak, siyasi şovun ötesine geçmeyecektir. Halka inin, hak ve adaleti anlatın.
Yaptığınız mitinglere giren provokatörler, bu mitingleri meşru kılacaktır. O yüzden mitinglerle vakit kaybetmek yerine, milletvekilleri, il ve ilçe başkanları, kadın ve gençlik kolları, belediye başkanları ve meclis üyeleri sokakta olmalı. Partide hangi pozisyonda olursa olsun, tüm siyasiler halkın içine karışmalı. Vatandaşı miting meydanlarına çağırmayın! Ülkeyi yönetmeye talip olan sizsiniz, o halde siz halka gideceksiniz. Esnafı ziyaret edecek, el sıkacak, dert dinleyecek ve kendi derdinizi anlatacaksınız.
Bu miting toplantı havası pek işe yaramaz, benden söylemesi… Zaten “normalleşme” adı altında yapılan hata, ardından gelen kırmızı kart fiyaskosu ile birleşince, şimdi yakaladığınız bu rüzgârı iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Bu sizin son şansınız olabilir. Eğer doğru kullanırsanız, kazanan siz olursunuz.
Vatandaş umutsuz, endişeli, üzgün, kırgın, pişman ve çare arıyor. Yukarıdan bakarak değil, vatandaşın gözlerine bakarak yaşananları anlatın, onlara umut verin. Halk, gözlerinin içine bakan liderler istiyor. Tabii ki gözlerindeki ışıltıya bakıp ekonomiyi düzeltecek liderleri değil… 😊
YORUMLAR