Belediyelerde Borç Yönetimi ve Alternatif Çözümler

31 Mart seçimlerinin ardından, belediyeler ister yeni yönetimle olsun ister mevcut yönetimle devam etsin, ciddi bir borç yüküyle karşı karşıya kaldılar. Özellikle CHP’li belediyeler için, bu durum tasarruf tedbirleri genelgesi ile daha da zorlaştı. Bu genelge, ekonomik durumu daha da sıkıntılı hale getirdi ve belediyelerin yatırımlarını olumsuz etkiledi.

Bu zor ekonomik koşullar altında, belediye başkanları ve karar vericiler iki ana konuya odaklanarak uygulamalara başladılar. İlk olarak, işçi maaşları konusu gündeme geldi. İlçe belediyelerinin bazılarında bütçe-personel dengesi gerekçe gösterilerek maaşların geç ödenmesi  üzerinde duruldu. Ancak bu gerekçe, 31 Mart’tan önce bu sorunların var olup olmadığı sorusunu akıllara getirdi. 31 Mart tarihine kadar aksamayan maaşlar birden nasıl aksar ?

İkinci olarak, belediyeler kendilerine ait gelir getirebilecek arazilerin satışına yöneldi. Önümüzdeki günlerde belediye meclislerinde arazi satışı için yapılacak imar değişiklikleri sıkça konuşulacak. Her iki uygulama da kısa vadeli çözümler olarak görülse de, uzun vadede sürdürülebilir çözümler sunmayabilir.

Alternatif Çözümler

İşçi maaşları ve arazi satışının ötesinde, belediyelerin uygulayabileceği başka çözümler de bulunmaktadır. Bu çözümler, kısa vadede beklenen sonuçları vermeyebilir ancak orta ve uzun vadede etkili ve kalıcı olacaktır. Önerilerden biri, belediyelerin kendi aralarında bir ekonomik işbirliği yaratmasıdır.

Örneğin, bir belediyenin asfalt üretim tesisi, başka bir belediyenin parke taşı üretim tesisi ve bir diğerinin peyzaj için kent mobilyaları veya kesme çiçek üretim tesisi olabilir. Bu tür malzemeler, belediyelerin temel harcama kalemlerinden bazılarıdır. Belediyeler, bu malzemelerin tedariğinde birbirlerinin açtıkları ihalelere katılmalı ve bu şekilde desteklenmelidir.

Mersin özelinde örnek verecek olursak; Erdemli Belediyesi’nin açtığı asfalt ihalesine Akdeniz  Belediyesi, Tarsus Belediyesi’nin açtığı kesme taş ihalesine Mezitli Belediyesi katılabilir. Mersin Büyükşehir Belediyesi de ilçe belediyelerinin peyzaj ihalelerinde çiçek temininde rol alabilir. Bu yolla, belediyeler arası bir ekonomi oluşacak ve ihaleyi açan belediye, ihtiyaç duyduğu malzemeyi en az maliyetle başka bir belediyeden temin edebilecektir. Bu, özel sektöre aktarılacak kaynakların başka bir belediyeye ekonomik girdi sağlaması anlamına gelir.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, birçok ilçe belediye başkanından yaş olarak büyük ve geçmişte parlamentoda ve komisyonlarda görev yapmış bir isimdir. Ayrıca, geçtiğimiz dönemde Mersin halkına yapmış olduğu etkin çalışmalar ve ayağı yere basan projelerle dikkat çekmiştir. Bu nedenle, ilçe belediye başkanlarına düzenli olarak destek vermesi ve onlara öncülük etmesi önemli olacaktır. İlçe belediye başkanlarının ise bu aşamada asla kibre kapılmadan destek alması ve uygulaması, Mersin’in yararına olacaktır.

Bu yöntemin tercih edilmesi, yıllardır bu kalemlerle zenginleşen ve kendilerine ayrıcalık sağlayan kesimlerin tekerine çomak sokacaktır. Kamu kaynaklarının özel sektör yerine kamu yararına kullanılması, halkın kazanmasını sağlayacaktır.

Sonuç olarak, sorunların çözümü için bakış açımızı değiştirmemiz gerekmektedir. Özellikle CHP’li belediyeler, seçimden önce benimsedikleri ‘toplumcu belediyecilik’ anlayışını hayata geçirirlerse, işçi çıkarımı veya arazi satışı yapmadan da sorunların çözülebileceğini göreceklerdir.