Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Derşah NAR

Mersin’in Ormanlarına Sahip Çıkalım

Mersin’in Ormanlarına Sahip Çıkalım, Mersin’in Yeşil Mirasını Koruyalım

Orman yangınları, dünya genelinde büyük çevresel ve ekonomik zararlara yol açan ciddi doğal afetlerdir. Aslında tam olarak doğal afet dememek daha doğru olur. Bazen bilinçli bazen de dikkatsizlik nedeni ile ne yazık ki orman yangınları her yaz karşımıza çıkıyor. Bugün Türkiye’de ve özellikle Mersin’de yaşanmış orman yangınları inceleyecek; bu yangınların nedenleri, etkileri ve çevresel zararlarını detaylı olarak ele alacağız. Ayrıca nefes aldığımız ağaçlarımıza, tabiatımıza zarar veren, vermek isteyenlerin hukuksal süreçlerini ve Atatürk’ün ormanlara bakış açısını konuşacağız. 

Dünya Genelinde Orman Yangınları

Tarihi Büyük Orman Yangınları

  • 1871 Peshtigo Yangını (ABD): Wisconsin’de yaşanan bu yangın, Amerikan tarihinin en ölümcül orman yangını olarak bilinir. Yaklaşık 1.200 ila 2.500 kişi hayatını kaybetmiş ve yaklaşık 1.2 milyon dönüm orman yok olmuştur .
  • 2009 Kara Cumartesi Yangınları (Avustralya): Victoria eyaletinde çıkan bu yangınlar, 173 kişinin ölümüne ve 2.000’den fazla evin yıkılmasına neden olmuştur. Yangınlar, Avustralya’nın bugüne kadar yaşadığı en yıkıcı orman yangınlarından biri olarak kabul edilir .
  • 2019-2020 Avustralya Yangınları: “Kara Yaz” olarak da bilinen bu yangınlar, yaklaşık 18.6 milyon hektar alanı kül etti ve milyarlarca hayvanın ölümüne neden oldu. Yangınlar, dünya genelinde büyük bir çevresel kriz olarak kabul edildi .

Türkiye’de Orman Yangınları

Tarihi Büyük Yangınlar

  • 1994 Antalya Yangını: Bu yangın, Türkiye’nin güney sahilindeki ormanlık alanlarda yaklaşık 65.000 hektarlık bir alanı kül etti. Yangın, birçok köyün boşaltılmasına ve ciddi maddi zararlara yol açtı.
  • 2008 Muğla Yangını: Muğla’da çıkan bu yangın, 5.000 hektardan fazla ormanlık alanı yok etti ve yerel ekonomiye ciddi zarar verdi.

2021 Orman Yangınları

2021 yılı, Türkiye için özellikle yıkıcı bir yıl oldu. Temmuz ve Ağustos aylarında, ülkenin çeşitli bölgelerinde 200’den fazla orman yangını çıktı. Bu yangınlar, Antalya, Muğla, Adana ve Mersin gibi illerde ciddi hasara yol açtı. Yangınlar, binlerce hektarlık orman alanını yok etti, çok sayıda yerleşim yerini tehdit etti ve yüzlerce hayvanın ölümüne neden oldu .

Mersin’de Orman Yangınları

Tarihi Yangınlar

  • 2006 Mersin Yangını: Bu yangın, Mersin’in Gülnar ilçesinde yaklaşık 5.000 hektarlık bir alanı kül etti. Yangın, yerel ekonomiye ve çevreye ciddi zararlar verdi.
  • 2019 Silifke Yangını: Mersin’in Silifke ilçesinde çıkan bu yangın, 1.000 hektardan fazla ormanlık alanı yok etti. Yangın, birçok yerleşim yerini tehdit etti ve geniş çaplı tahliye operasyonlarına yol açtı.

2021 Mersin Yangınları

2021 yılında Mersin, diğer birçok il gibi büyük orman yangınlarıyla mücadele etmek zorunda kaldı. Bu yangınlar, Mersin’in Aydıncık ve Silifke ilçelerinde binlerce hektarlık alanı yok etti. Yangınlar, yerel halkın tahliye edilmesine ve büyük maddi zararlara neden oldu .

Çevresel ve Ekonomik Zararlar

Orman yangınları, ekosistemler üzerinde yıkıcı etkilere sahiptir. Yangınlar, biyolojik çeşitliliği azaltır, toprak erozyonunu artırır ve su kalitesini düşürür. Ayrıca, atmosfere büyük miktarlarda karbondioksit salınarak iklim değişikliğine katkıda bulunur. Orman yangınları, insan sağlığı üzerinde de olumsuz etkiler yapar; hava kalitesini düşürerek solunum yolu hastalıklarına yol açar.

Mersin’de yaşanan orman yangınları, bölgedeki ekosistemi ve biyolojik çeşitliliği ciddi şekilde etkiledi. Yangınlar, tarım alanlarına ve yerleşim yerlerine de zarar vererek yerel ekonomiye büyük darbeler vurdu. Ayrıca, yangınların yarattığı hava kirliliği, insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yarattı.

Orman yangınları, dünya genelinde, Türkiye’de ve Mersin’de büyük çevresel ve ekonomik zararlara yol açan ciddi afetlerdir. Bu yangınların neden olduğu biyolojik çeşitlilik kaybı, toprak erozyonu, su kalitesinin düşmesi ve hava kirliliği gibi etkiler, ekosistemler ve insan sağlığı üzerinde uzun vadeli olumsuz sonuçlar doğurur. Bu nedenle, orman yangınlarıyla mücadelede etkin önlemler alınması ve toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi hayati öneme sahiptir.

Türkiye’de orman yangınlarına sebep olan kişiler hakkında uygulanacak cezalar, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Orman Kanunu’nda belirlenmiştir. Bu tür suçlar hem ağır cezalar hem de caydırıcı önlemler içerir.

Türk Ceza Kanunu (TCK)

TCK’nın 174. maddesi orman yangınlarıyla ilgili suçları düzenler:

  1. Kasten Orman Yakma (Madde 174/1):
    • Orman yakma fiilini kasten işleyen kişilere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
    • Yangın sonucu insan ölümü meydana gelirse veya yangın geniş bir alanda büyük zararlara yol açarsa, bu ceza daha da ağırlaştırılır.
  2. Taksirle Orman Yakma (Madde 174/2):
    • Taksirle (dikkatsizlik veya tedbirsizlik sonucu) orman yangınına sebep olanlar ise 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

Orman Kanunu (6831 sayılı Kanun)

Orman Kanunu’nun ilgili maddeleri de orman yangınlarına ilişkin cezaları içerir:

  1. Madde 110:
    • Kasten orman yakanlara, bu fiilden dolayı Türk Ceza Kanunu’na göre verilecek cezanın yanında, yangının verdiği zararın 10 katı kadar para cezası da uygulanır.
    • Taksirle orman yangınına sebep olanlar, yangının verdiği zararın 3 katı kadar para cezası öder.
  2. Madde 107:
    • Ormanlık alanlarda izinsiz ateş yakmak, piknik yapmak gibi eylemler, yangına sebep olmasa bile idari para cezasıyla sonuçlanır.

Hukuki Boyut

Orman yangınlarına sebep olan kişiler hakkında yürütülen yargı süreci genellikle şu adımlardan oluşur:

  1. Soruşturma

Olayın hemen ardından Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılır. Jandarma ve polis ekipleri olay yerinde delil toplar ve tanıkları dinler.

  1. Dava Süreci

Toplanan deliller ışığında şüpheli ya da şüpheliler hakkında iddianame hazırlanır ve mahkemeye sunulur.

  1. Mahkeme Kararı

Mahkeme, sanığın suçlu bulunması durumunda TCK ve Orman Kanunu’ndaki ilgili maddeler doğrultusunda cezayı belirler.

Orman yangınlarına karşı uygulanan cezalar, hem caydırıcılığı sağlamak hem de ormanların korunmasını temin etmek için son derece önemlidir. Cezaların ağırlığı, ormanların korunması konusunda toplumsal bilincin artırılmasında da etkili bir rol oynar. 

Atatürk ve Ormanlarla İlgili Bakış Açısı

Atatürk, 21 Ağustos 1929’da Bursa’ya gitmek üzere İstanbul’dan Ertuğrul yatıyla yola çıkar. Yalova sahillerinden geçerken kıyıda muhteşem bir Çınar ağacı görür. Karaya çıkarak Çınar ağacının yanına gider, ağacı okşar, sever ve gölgesinde dinlenir. Çınar ağaçlarına eskiden beri hayran olan Atatürk, ağacın yakınında bir ev yapılmasını ister. Orada kısa sürede bir ev yapılır. Atamız kaplıcalarıyla ünlü Yalova’ya zaman zaman dinlenmek için geldiğinde o evde kalır. O evi bugün Yalova Atatürk Köşkü adıyla biliyoruz.

Atatürk, evde dinlendiği bir gün, bahçıvanın köşkün yanındaki Çınarın bir dalını kesmeye çalıştığını görür. Bahçıvanın çalışmasını durdurur ve neden o dalı kesmek istediğini sorar. Bahçıvan, dalın binanın duvarına dayandığını, daha da uzarsa içeri gireceğini söyler. Atatürk bu cevabı beğenmez. Biraz düşünür ve der ki: Ağacın bu dalı kesilmeyecek, bina kaydırılarak ağaçtan uzaklaştırılacak! Oradakiler, gerçekleştirilmesi imkansız gibi görünen bu karar karşısında şaşkına dönerler.

Binanın kaydırılmasını İstanbul Belediyesi yapacaktır. Bu iş için görevlendirilen Başmühendis Ali Galip Alnar ekibiyle Yalova’ya gelerek çalışmaya başlar. Önce binanın çevresi temel seviyesine kadar kazılır. Sonra çelik raylar binanın altına sabırla yerleştirilir. Bina 3 gün içinde yaklaşık olarak 4,80 metre kaydırılır. Çalışmaları başında sonuna kadar takip eden Atatürk çok mutlu ve gururludur. Ağaçları böylesine seven Atatürk orada bulunanlarla birlikte keyifle kahvesini yudumlar.

Yalova Atatürk Köşkü bugün müze olarak hizmet vermektedir. 

Ormanlar memleketin çok mühim bir servet kaynağıdır, ziraatla iştigal ettiğimiz kadar ormanlarımıza önem vermeliyiz.

Siz bu meseleyi basit bir iş olarak görüyorsunuz. Mü­him bir meseledir. Esaslı ve ciddi surette çalışmak lazımdır.

Mustafa Kemal Atatürk – 15 Ocak 1923

 

Yıl 1925. Atatürk birgün, Tarım Bakanı Tahsin Coşkan’a, şimdiki Atatürk Orman Çiftliğinin, toprak şartları en berbat bir bölümüne götürür. Orada bir Orman Çiftliği kurmak istediğini belirterek, arazi hakkındaki görüşünü öğrenmek ister. Bakan olumsuz görüş bildirir. Atatürk, araziyi uzmanlara inceletip bir rapor hazırlatmasını ister.

Bakanın talimatı üzerine, uzmanlar gerekli incelemeleri yaparak bir rapor hazırlarlar. Rapor da olumsuzdur. Bakan raporu Atatürk’e takdim eder. Atatürk raporu Bakanın yanında okur, gülümser ve raporun altına birşeyler yazıp geri verir. Bakan, tüylerini diken diken eden notu okur. Atatürk oraya şöyle yazmıştır: “Burası vatan toprağıdır ve kaderine terk edilemez”

Atatürk’ün çocukluk arkadaşlarından biri olan ve Ankara Belediye Başkanı olarak görev yapan Asaf İlbay, Gazi’nin ağaçlandırmaya verdiği önemi şöyle anlatmaktadır:

Belediye Başkanı olarak görev yaparken şehir bütçesi kabul edildikten sonra bir gün; şehrin imar planı hakkında bilgi vermek, bu konuda onun uyarılarını da yerine getirdiğimizi belirtmek amacıyla Belediye Meclisi olarak huzuruna çıktık.

Atatürk, kendisine takdim ettiğimiz bütçeyi inceledi. Sonra “Şehrin ağaçlandırılması için ayrılan ödenek başka bir bölümde mi?” diye sordu. Biz şaşırmıştık. Ben: “Bu önemli konuyu ayrı bir iş olarak ele aldık. En kısa zamanda bu konuda bilgi vereceğim” dedim.

Yanından ayrıldıktan sonra hemen Orman Genel Müdürü Bekir Beyin yanına gittim.Onun başkanlığında bir heyet kurduk. Belediyemizin bütçesinden ödenek ayırdık ve çalışmalara başladık.

Atatürk’ün ağaçlandırmaya verdiği önem sayesinde Ankara’nın bugün yemyeşil olmasının temelleri o zaman atılmıştır.

Günümüz insanı bugün çevre sorunlarıyla boğuşurken Atatürk’ün 1930 yılında söylediği şu söz onun ne kadar ileri görüşlü olduğunu bir daha göstermektedir:

“Çevreyi korumak aklın gereğidir.”

“Yeşil görmeyen gözler renk zevkinden mahrumdur. Burasını öyle ağaçlandırınız ki, görmeyenler bile yeşillikler arasında olduğunu anlasın.”

“Ağaç, çiçek ve yeşillik uygarlık demektir.”

“Ormansız ve ağaçsız toprak vatan değildir.”

Kaynaklar:

  1. Peshtigo Yangını: Wikipedia
  2. Kara Cumartesi Yangınları: Wikipedia
  3. 2019-2020 Avustralya Yangınları: Wikipedia
  4. 2021 Türkiye Orman Yangınları: Wikipedia
  5. 2019 Silifke Yangını: Haberler
  6. Atatürk – Orman : Ege Orman Vakfı

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER