Mersin basını içinde son dönemlerde baş döndürücü olaylar gelişiyor.
Haberci midir, kompleks küpü müdür, tüccar mıdır, korkak şantajcı mıdır bilinmez ama, bu bukalemunlar aramızda maalesef cirit atıyorlar.
Kimisi sosyal medya haberciliği ile görüntülü şantaj peşinde, kimisi sığınacak yeri yok oturmuş kendince makale yazıyor. Tabi kendi yazıyor kendi okuyor. Kendilerine de çok güveniyor ve “Haberci” lik yaptıklarını sanıyorlar.
Bu arada patronunun emanetini kişisel egoları için kullanan ve kendisine “çevreci, solcu” sıfatını takarak, hokkabazlık yapanlar da var.
Bu sözde basıncılar kendilerini de dünyanın merkezine koyarlar. Sanki herkes işini gücünü bırakmışta onları takip ediyor havasındalar. Yazdıkları, attıkları manşet, tehdit kokan haber başlıklarını sadece kendilerinin ve birkaç meraklı kurum çalışanlarının dışında kimsenin takmadığını galiba bilmiyorlar. Ya da bilmiyor gibi davranıyorlar.
Yerel seçimlerde % 60 oy alan Vahap Seçer’in bile kazanamayacağı iddiasına tutuşmuşlardı. Durmadan kötü ruhlarını, kararmış yüreklerini haberlerine yansıtıyorlar.
Bazıları da Büyükşehir’i eleştirerek ciddiye alınmak için didinip duruyor. Köhnemiş eski masal hikâyelerinin etrafında dolanıp duruyor.
Birileri de eline almış mikrofonu şantajcılık yapıyor. Bu arada Toroslar Belediye Başkanına karşı ille de bana kazanç kapısı açacaksın diye suçlayıcı ve aşağılayıcı haberleri araka arkaya döşüyorlar. Ver parayı al güzelleme haberleri misali.
Hepinize yazıklar olsun.
Ne basın kaldı ne de etik değerler.
Toplumun sefaleti, açlığı, yolsuzluk, kayırmacılık umurlarında değil.
Evet, yazıklar olsun!
Şantaj haberciliği, medya kuruluşlarının veya bireylerin, haber veya içerik üretiminde maddi kazanç, nüfuz veya çıkar sağlamak amacıyla etik olmayan yöntemlere başvurmasıdır.
Bu tür habercilikte, kişi veya kurumların itibarı tehdit edilerek istenilen sonuçlar elde edilmeye çalışılır. Bu durum, hem bireylerin haklarına hem de toplumsal güvene ciddi zararlar verir.
Bu tür şantajcıları teşir etmek ayıklamak lazım. Mersin Gazeteciler Cemiyeti, gazeteci olmayanları bünyesinde toplarsa, olacağı da budur.
Etik değerlerden uzaklaşmanın temel nedenleri arasında:
Bağımsız denetim mekanizmalarının istenilen düzeyde yaptırımcı olamamasıdır. Yine Gazeteciler için etik kuralların sıkı bir şekilde uygulanmamasıdır.
Şantajcı medyaya karşı doğru ve etkili bir tavır takınmak, hem bireyler hem de kurumlar açısından büyük önem taşır.
Başta Gazeteciler Cemiyeti kendini sorgulamalıdır. Üyelerinin kimlerden oluştuğunu gözden geçirmelidir. Cemiyet Başkanı Kaya Tepe iyi bir yönetim sergilese de, etrafındakilerin aynı anlayışta olmadığı görülüyor.
Etrafta gazeteciyim diye dolaşanlar, güdümlü olanlar, şantajcılık yapanlar biliniyor. Mutlaka önlem alınmalıdır.
İşte bu tür gereksiz sözde basıncılar teşir edilmelidir. Başa çıkmak için ise önerim;
Şantaj girişimlerini kanıtlayacak belge, ses kaydı veya yazışma gibi delilleri toplayın.
Şantaj veya iftira gibi durumlar için yasal yolları kullanarak dava açın, Hukuk çerçevesinde hareket ederek, karşı tarafın gücünü kırmaya çalışın.
Hedef alındığınızda, mümkün olan durumlarda olayın gerçek yüzünü kamuoyuyla paylaşın. Bu, şantajcı medyanın gücünü azaltır.
Medya etiği üzerine çalışan sivil toplum kuruluşları veya bağımsız platformlarla iletişime geçin.
Güvenilir haber kaynaklarıyla iletişim kurarak doğru bilgilerin yayılmasını sağlayın. Alternatif medya platformlarını kullanarak gerçekleri duyurun.
Sosyal medya, şantajcı medya ile mücadelede güçlü bir araçtır. Ancak bu platformlar stratejik ve dikkatli kullanılmalıdır. Yanıtlarınızda soğukkanlı ve gerçeklere dayalı bir üslup benimseyin.
Hedef alındığınız konuyla ilgili bilgi kirliliğini önlemek için düzenli olarak doğru bilgileri paylaşın. Gerektiğinde bir basın açıklaması yaparak kontrolü elinizde tutun.
Şantajcı medya kuruluşlarının ürünlerini ve hizmetlerini kullanmayı bırakın, çevrenizi de bu konuda bilgilendirin. Böylece bu tür kuruluşların ekonomik ve toplumsal desteği azalır.
Şantajcı medyaya karşı dururken, etik değerlerden ödün vermemek ve hukuk çerçevesinde hareket etmek, hem kişisel hem de toplumsal bir çözüm için kritik önem taşımaktadır.
Mersin Büyükşehir Belediyesinin ve hükümetin yatırımları dikkat çekiyor. Mersin her alanda bir atılım içinde. Basın bu atılıma ayak uydurmada maalesef istenilen noktada değil.
Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmalı ve bu gereksiz “Sözde Habercileri” ayıklamalıdır.
DERŞAH NAR
YORUMLAR