Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Derşah NAR
Derşah NAR

Ticaret Odası mı, Sanayi Odası mı? “Oda” dedikleri nedir, ne işe yarar?

Ticaret Odası Mevzuları;

Dostlar, gelin bugün birlikte küçük bir gezinti yapalım; odaların, derneklerin, ticaret-sanat işleriyle uğraşanlar aleminin arkasına, perdelerin ardına bakalım.

Çünkü işin özünde bizler için; imza atacak adam mı lazım, fatura vergi mi lazım — kim bilir?

Ticaret Odası
Ticaret Odası

Oda, dernek, sendika — hepsi birer “görünmeyen vergi mi”?

Ülkede odalardan, derneklerden geçilmiyor. Çoğu, “evrak al ver” işinden başka bir şey yapmıyor; aidat topla, “şu imzayı at” diyip yatır gel, “şu belgeyi ver” diye günlerce süründür. İcraate, yeniliğe, faydaya gelince… “Bekleyin, kurul görüşecek, yönetimden izin çıkacak, bütçe belirlenmeli” gibi klasik tuzaklar devreye giriyor.

Mersin’de de durum farklı değil. Hatta şehir özelinde tam bir kara mizah. Mevcutta bulunan “Mersin Sanayi ve Ticaret Odası” ve “Mersin Sanayi Odası Platformu” gibi yeni oluşumların konuşulduğu günlerdeyiz.

Zaten mevcut odalar — örneğin Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) — halkın gözünde “sigortalı aidat toplayıp, servis işleyen kurum” haline gelmiş durumda. Yeni bir oda kurma planları çıkmış: “Bir kat daha oda lazım” diyenler varmış şehirde. Ama kim için? Halka mı, esnafa mı, yatırımcıya mı?

Ve asıl kritik soru: Bugün sanayi odası kurulmasının ihtiyaç olduğunu söyleyenlerin kendileri, eğer MTSO yönetiminde olsalardı yine aynı fikirde olur muydu?
Yoksa “mevcut oda gayet güzel, ihtiyaç yok” deyip yeni oda tartışmasını daha doğmadan boğar mıydılar? İşte bu soru, bu şehirde cevabı en çok bilinen ama en az konuşulan sorudur.

Gerçek işlev mi, gösteri mi?

SGK’ya prim ödersin, illaki karşılığını alırsın: emeklilik, sağlık, iş göremezlik vs. Ama bu odalara ödediğin aidatın karşılığında ne alıyorsun? Bir imza atmak istiyorsun, günler sürüyor. Bir belge çıkartacaksın, “komisyon onayı” bekleniyor. Sana dönüp, “Bu iş bize ait değil, başka kuruluş bakacak” diye fırlatıyorlar. Resmî süreç gibi görünüyor, ama aslında “memurlar arası top sektirme” oyunu.

Daha da acısı: Mersin’de son yıllarda konkordato ilan eden şirketlerin sayısında ciddi artış var. Yerel konkordato takibi yapan kaynakları taradım; Mersin’e ait duyuruların toplandığı arşivlere göre son 5 yılda yaklaşık 320 civarında konkordato ilanı Mersin kaydı altında görünüyor — yani “madem oda var, madem sanayici, madem iş insanı çok, bu kadar konkordato olur mu?” diye sormazlar mı insana?

Şirketlerin iflas ettiği haberleri oluyor — kimin umurunda?

O odalar “kurtarırız seni” demiyor şirketlere; aksine, yardıma ihtiyaç olunca “bizim görevimiz değil” pozisyonu alıyorlar. Şöyle dediğinizi biliyorum: “Kardeşim, oda senin hizmetkarın mı olmalı?”
Evet, olmalı.

İnsanı düşündüren başka bir soru…

Bu kadar çok oda varken, “pasta”nın payı büyüyor diye bazı çevrelerin işine mi geliyor? Daha fazla oda, daha fazla koltuk, gücün bölüşülmesi meselesi… Kim bilir?

Mersin’de odalar: Boş koltuklar, büyük laflar, küçük sonuçlar

Gerçekten de MTSO’nun binası mimari olarak eleştirilmiş: iç boşluk ışık alamıyor, meclis salonu yüksekliği eksikmiş diye. Bu da sembolik: güzel laf, gösterişli yapı, ama işlevsellik eksikliği. Hizmet vermeye gelince, mekan bile etkili değil.

Seçimler bile güven sarsıyor: MTSO’nun başkanlık seçimleri itirazlar üzerine iptal edilmiş. Bir başka yazıda da “Mersin’de Suriyeli sermayeli şirketlerin MTSO seçimlerine yön verdiği” gibi iddialara rastlıyoruz. Yani sadece oda kurmak değil, kontrolünü de ele geçirme arzusu…

Mevcut yapı “kendi iç dünyasında yaşayan bir canlı” gibi; dışıyla, kurumlarla, halkla kopuk. Meclis başkanları, yönetim kurulları var; ama asıl mesele şu: “Bu yapı, Mersin’e, esnafa, sanayiciye, işçiye, üreticiye ne verdi?”

Bana “oda” varsa — ben ne kazanırım?

İyi bir oda olsaydı, yapacağı şeyler şöyle olurdu:

  • Esnafa, KOBİ’ye finansal rehberlik programları açmak, danışmanlık sağlamak
  • Şehrin yatırım stratejisini oluşturmak, dış yatırımcı çekmek, lojistik avantajları sunmak
  • Haksız rekabetin önünü kesmek, yerel sanayiyi desteklemek
  • Resmî belgeleri almak, ruhsatları hızlandırmak, bürokrasiyi tarafsızlaştırmak
  • Eğitim, teknoloji, AR-GE, sürdürülebilirlik projeleri paketleri hazırlamak

Ama mevcut odaların çoğu, bu işlevlerden ziyade “temsil” işine yoğunlaşmış durumda: başkan, protokol, dış gezi…

Aidat topla, senin kapına gelene selam ver; kâğıt isterse ver, imzayı at, işimiz bu. Sonra “Neden Mersin gelişmiyor?” diye sorarsın; “Yatırımcı gelmiyor” dersin.

Sonuç mu? Eleştiri mi?

Eleştirmek kolaydır; ama bugün yaptığım eleştiri, Mersin için iyileri de güçlülerin de duyacağı türden. “Odalar hiç işe yaramıyor?” demiyorum; ama şu kesin: birçok oda, potansiyel enerjisini kullanamıyor, kaynaklarını kamu faydasına çeviremiyor sadece başkancılık telaşı.

Mersin’de yeni bir oda kurma telaşı varmış; ama kent bunun yerine mevcutları güçlendirse daha iyi olmaz mı? Oda çoğaltmak yerine, odaları “vakit kaybetmeden iş yapan, esnafa dokunan, yenilik getiren” kuruma dönüştürmek gerekmez mi?

İşte sahici soru bu: biz, odalardan memnun muyuz?

Yoksa sadece “oda var zaten, ne yapsın” diyerek sesimizi boğuyor muyuz?

Oda olsun evet; ama işlesin, dokunsun halka, fazlası boş laf olmasın.

Yazarın Son Yazıları

Derşah NAR

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER