Mersin
Sokak hayvanları üzerinden vicdanların, görüntüler üzerinden siyasetin uyutulduğu bir şehir artık.
Kaşlı Hayvan Bakımevi’nde çekilen ve sosyal medyada yayılan görüntüler bir anda gündem oldu.
Kan revan içinde köpekler, kafeslerde hareketsiz yatan hayvanlar, ihmal iddiaları.

Ardından “bu görüntüler hayvanların ilk getirildiği an” diyen belediye açıklamaları.
Ve doğal olarak siyasetin kendine yeni bir oyun alanı bulması.
AK Parti Milletvekili Ali Kıratlı çıktı, sert konuştu:
“Sınıfta kaldınız, vicdanlarımızda derin yaralar açtınız.”
Sayın Kıratlı,
Siz hayvanların ‘uyutulması’nı yasalaştırmak için el kaldıran grubun içindeydiniz değil mi?
Dün uyutmayı savunup bugün hayvansever kesilmek…
Sizce burada bir çelişki yok mu?
Ama mesele sadece siyaset değil, sadece Vahap Seçer değil, sadece Kaşlı Barınağı da değil.
Bu ülkede yıllardır sokak hayvanları üzerinden bir “göstermelik sevgi” pazarlığı dönüyor.
Kimi belediye onları reklam panolarında “can dostu” yapıyor, kimi barınaklarda kaderine terk ediyor.
Peki gerçek ne?
Görüntüler kamuoyunu sarstı.
Evet, rahatsız ediciydi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi önce “görüntüler, hayvanların ilk geldiği andan kalma” dedi.
Sonra Genel Sekreter Olcay Tok, “kapsamlı soruşturma başlatıldı” dedi.
Yetmedi, gönüllüler barınağa gitti.
Veteriner İşleri Daire Başkanı Hünkar Yıkılmaz bizzat açıklama yaptı.
Vatandaşların sorularını yanıtladı.
Barınağa giden hayvanseverlerden biri, Özlem Okman, bir yerel medya mikrofonlarına konuştu:
“Ben buraya defalarca hayvan getirdim, tedavi ettirdim.
Sosyal medyada videoyu paylaşan kişinin söyledikleri doğru değil.”
Yani ne olmuş oluyor?
Görüntü var ama arkasında ne var bilinmiyor.
İhmal mi var?
Yoksa bağlamından koparılmış bir kara propaganda mı?
Cevabı net bilmiyoruz.
Ama bildiğimiz bir şey var:
Halk, sosyal medya videosuyla değil, gerçek bilgiyle ikna olur.
Ve gerçek bilgiye ulaşmak için görüntü paylaşmak da, siyasi şov yapmak da yetmez.
Gelelim Vahap Seçer meselesine.
Vahap Seçer döneminde Mersin’in sosyal altyapısı ciddi oranda gelişti:
- Engelli, yaşlı ve çocuklara yönelik sosyal hizmetler arttı.
- Ücretsiz süt ve gıda destekleri yaygınlaştırıldı.
- Kadın üretici kooperatifleri desteklendi.
- Ulaşım filosu yenilendi, altyapı çalışmaları başlatıldı.
- Tarımda küçük üretici ilk kez bu denli görünür oldu.
- Sosyal hizmetlerde resmen pik yaptı.
Bu tablo birilerini rahatsız ediyor olabilir mi?
Mersin’in rant eksenli yönetimden, halkçı modele geçişi bazı ezberleri bozmuş olabilir mi?
Peki bu yazıyı neden yazıyorum?
Çünkü bu ülkede sadece sokak hayvanları değil, gerçekler de uyutuluyor.
Her olayda bir suçlu yaratma alışkanlığı yüzünden, çözüm üretme refleksimiz köreldi.
Hayvanların acısını konuşmadan önce, bu acı üzerinden kim ne hesap peşinde, onu sormalıyız.
Videoyu kim neden şimdi paylaştı?
Neden tam da belediyelere baskılar yapılırken bu gündem?
Ve neden görüntüyü çeken kişi, geçmişte hiç konuşmamış da şimdi konuşmuş?
Sormak zorundayız.
Sormazsak, sadece hayvanlar değil, halkın aklı da, vicdanı da uyutulur.
Evet, Kaşlı Barınağı’ndaki her iddia titizlikle araştırılmalı.
Sorumlular varsa cezalandırılmalı.
Ama bu işin içinden sadece “Seçer gitsin, Kıratlı gelsin” manevrasıyla çıkılamaz.
Çünkü bu sadece bir barınak skandalı değil; bu ülkenin vicdan sınavıdır.
Ve not düşüyorum:
Hayvanlara ne yapıldığını görmek istiyorsan, onları kameraya değil, gözünün içine bakarak seven insanlara sor.
Yoksa sadece seçimlik vicdanlar üretiriz.
Gerçek merhamet mi?
O zaten sessizdir, kamera sevmez.
YORUMLAR