VEFA NEDİR, BİLMEZSİNİZ TEK DERDİNİZ MENFAATİNİZ

Dünden bu yana yapılan analizleri gözden geçiriyorum, neredeyse hiçbir ayrıntıyı göz ardı etmemişsiniz. Bu tutarsızlık, bilgisizlik, çıkarcılık, menfaatçilik ve aymazlık nedir? Olaylara hangi perspektiften bakıyorsunuz?

Gece itibariyle Cumhuriyet Halk Partisi’nde gerçek bir değişim yaşandı. Seçim sonrası, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun liderliğindeki değişim çağrısı tüm parti içinde yankı buldu. İmamoğlu’nun “Değişmeyen tek şey değişimdir. Her sahada, her ortamda değişim” sözleriyle başlayan bu hareket, Cumhuriyet Halk Partisi’nde köklü değişimlere yol açtı ve açmaya devam edecek gibi görünüyor.

Parti kongresinde dikkat çeken detaylar vardı. Uzun süredir genel başkanların kongre ile gitmediği ve Kılıçdaroğlu’nun da gitmeyeceği öngörülüyordu ancak, bu seferki farklı ve  tarihi bir kongre oldu. Cumhuriyet Halk Partisi, dünya kamuoyuna çağdaş, adil ve heyecan verici bir kongre deneyimi yaşattı. Diğer siyasi partilerde benzer bir atmosferi görmek yıllardır mümkün olmadı. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu değişimin fitilini ateşledi. Divan başkanı olarak seçilmesiyle birlikte kongre başladı ve yaşlı siyasetçilere utanç, genç siyasetçilere ise ilham oldu. Tarafı belliydi ama adil davrandı.

İki aday arasında gerçekleşen çekişmeli yarış, adeta İstanbul seçimleri gibiydi. Adaylar, birbirlerine karşı eleştirilerini yüksek sesle dile getirirken, saygıda kusur etmediler. İlk turda sonuç alınamayınca seçim ikinci tura kaldı. İkinci turda da İmamoğlu’nun desteklediği Özgür Özel, açık ara birinciliği elde etti. Özgür Özel’in konuşmalarından, İmamoğlu’nun ve ekibinin hazırlamış olduğu projelerin etkileyici olduğu açıkça anlaşılıyordu. Projelerin kim tarafından hazırlandığından çok sonuçlar önemliydi.

Bu süreçte beklenen kavgalar ve çatışmalar gerçekleşmedi. Adil bir seçim yapıldı ve sonuçlar demokrasimizin gücünü bir kez daha kanıtladı. Ancak, İmamoğlu’nun değişim çağrısına hangi belediye başkanlarının destek verdiği de önemliydi. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, İmamoğlu’nu desteklediği için partiden ihraç edildi. Bu, diğer başkanlara bir uyarı niteliğindeydi. Ancak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak uzun süre görev yapmış ve seçimlerde başarılı olmuş bir lider olarak İmamoğlu, aynı muameleyi görmedi. Nedeni açıktı: İstanbul’u iki kez kazanmıştı.

Şimdi Mersin’e bakalım ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’e odaklanalım. Ne bekliyorduk? Vahap Seçer, mevcut genel başkanı bırakıp “Artık seni desteklemiyorum” mu diyecekti? Seçer’in tavrı, onun vefalı bir lider olduğunu gösteriyor. Ancak, bakış açınız önemli; içsel duygularınız sizi yanıltabilir.

Kılıçdaroğlu’nun başarılı ve başarısız hamleleri arasında denge olduğunu unutmamak önemli. Bu ayrıntıya girmeyeceğim, zira herkes zaten biliyor. Ben Mersin’e dönmek istiyorum.

Vahap Seçer, farklı bir siyasi figür. Bu gerçeği herkes kabul eder, ama bazen dile getirilmez. Yönetim kim olursa olsun, CHP’nin Vahap Seçer’e ve Vahap Seçer’in CHP’ye ihtiyacı var. Diğer siyasi partiler, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’e rakip olacak aday bulamıyorlar. Birçok isim ortaya atılıyor, ancak sonuç alınamıyor. Çünkü bir neden var. Aylardır Kent Radyo’da sunduğum “Bu Kentte Neler Oluyor?” adlı programda Büyükşehir Belediyesi’nin daire başkanlarını ağırlıyorum. Bu başkanlarla öncesinde kısa bir görüşme (5dk) yaparım ve ardından canlı yayına geçerim. Yaptıkları faaliyetleri sorarım, onlar anlatır ve sahada gözlemlenen gerçekleri aktarırım. Arkaplanda, herkesi düşünen, her kesime hizmet eden, sosyal belediyeciliği hayata geçiren bir lider var: Vahap Seçer.

Bu adam, gerçekten Mersin için önemli şeyler yapmıştı. Daire başkanlarını dinledikten sonra, vatandaşlarla konuşmaya başladım. Anlattıkları gerçekti, hiçbir şey abartılmış değildi. Uzun lafın kısası, sevseniz de sevmeseniz de adam çalışmış. Bazı şikayetlerle sınırlı bakıyorsunuz, ama halk kartı sayesinde memnun olan birçok esnaf var. Elbette, siz bunu göremezsiniz, çünkü görmek istemiyorsunuz.

Son olarak, şunu söylememe izin verin. Özgür Özel, Vahap Seçer’i aday göstermek zorunda çünkü ortada kazanılmış bir zafer var. “Çark etti” diyorsunuz, katılmıyorum siysetten biraz anlamış olsaydınız bunun çark olmadığını olması gereklenin bu olduğunu anlardınız.  Vahap Seçer, Mersin için çalıştığını ve siyaset yaptığını biliyorum, kendi çıkarları için değil.

Unutmayın, benim veya kurumumun kendisiyle ya da diğer basın mensuplarından farklı bir ilişkisi yok. Ben sahada görür, yazarım ve gerektiğinde eleştiririm. Ancak sonuç şu ki, “Mahkeme Kadıya Mülk Değil.”

DERŞAH NAR YAZDI…