Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Derşah NAR

SANDIĞA NE BIRAKACAĞIZ ?

Bu pazar mahalli idareler seçimleri için sandıklara gideceğiz ve kimimiz partizan tutumla (çoğunluk), kimimiz ise bize göre doğru olan hizmet getiren veya getireceğine inandığımız insanlara oy vereceğiz (azınlık).

Peki, bu pazar biz sandığa ne bırakacağız?

Sadece üzerine mühür vurulmuş oy pusulası mı? Yoksa çocukların, kadınların, yaşlıların ve bu şehirde yaşayan işçinin, emekçinin, yetimin, emeklilerin umutlarını mı?

Biz sandığa ne bırakacağız?

Yolsuzlukların, rantın, doğa katliamının, gericiliğin, sömürünün veya bir avuç insanın servetine servet katacağı bir sistemin 5 yıllık vizesini mi?

Biz sandığa ne bırakacağız?

Din sömürüsünün, muhafazakâr inançlı insanların sömürüsünün, talan edilmiş mahallerin rant sağlayan ve bu rantı bir avuç insana veren verecek olan zihniyetin 5 yıllık vizesini mi?

Biz bu pazar sandığa gelecek 5 yılın karanlık bir 5 yıl olması için anahtarı liyakatten uzak, rant tutkunu, satılık birkaç medya mensubunu ölesiye besleyen servetine servet katan zihniyetin 5 yıl daha devam etmesine “tamam” mı diyeceğiz, “devam” mı diyeceğiz?

Bu seçim dönemi içerisinde radyomuza çok sayıda aday geldi, gözlerine ve sözlerine bakarak ne demek istediklerini ve samimi olup olmadıklarını gördüm. Mesela, Milli Yol Partisi Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Melih ARSLAN geldi, olaylara çok farklı bakıyordu, şaşırmıştım. ARSLAN, çok güzel bir cümle kurdu ve hepimizi düşünceye, düşünmeye sevk etti. “Ülkede Gıda Krizi Yok, Çiftçi Krizi Var” bu söz üzerine çok düşündüm. Bir şehrin belediye başkan adayı olan bir isim neden ülkeden hatta dünyadan bahseder ki? Ve şunu buldum: vizyoner bakan, şimdiyi değil geleceği planlayan adaylar seçmek gerekiyor.

Ekleyerek devam edeyim. Biz ülke olarak şöyle bir yapıdayız ve bu yapı yöneticilerin yani efendi diye tabir ettiğimiz üst aklın tam istediği bir yapı. Bölünmüşlük, parçalanmışlık, ötekileştirilmiş modern mutlak monarşi yönetim anlayışı ile mutlu olan bir yapıdayız. Ne demek istiyorum biraz açayım: Ameliyat masasındasınız, doktorunuz geldi, siz soruyor musunuz? Kürt müsün, Türk müsün, Zaza mısın? Alevi misin? Dinsiz misin? İmansız mısın? Muhafazakâr mısın? Ailenden biri içeri girdi mi? Suç işledi mi? Sormuyorsun değil mi? Peki devam edeyim, evin yandı, çocukların ailen evde, sen dışarıdasın, itfaiye geldi, alevi söndürecek, soruyor musun? Deprem oldu, enkazdasın, bir el uzandı, kim olduğunu sordun mu? Yok, yok, yok.

Şimdi neyi soruyor, neyi sorguluyorsun? İnsanların ailesini, mezhebini, neyi sorguluyorsun? Devletimiz bir insana seçilme hakkı vermişse ve vizyoner bir isim, liyakat sahibi isimleri ekibe alacaksa, şehri güzelleştirmiş ve başarılı bir 5 yıl geçirmişse, veya araştırdığın sonuçlar doğrultusunda yapabileceğine inandığın bir kişi ise bu saydıklarımın hangi birinin önemi var?

Sandığa sadece üzerine mühür vurulmuş bir kağıt bırakmıyorsun. Kültürünü, zekanı, olaylara bakış açını, seni bölmek, parçalamak isteyenlerin devamlılığının sağlanmasını veya bunlara dur demek için kırmızı kartı bırakıyorsun. Umarım bu seçim bir avuç insanın devamlılığına değil, memnun olan ve olacak olan halkın yararına bir seçim olur.

Derşah NAR Yazdı

[email protected]

29-03-2024

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER